Defalarca geçmişimdir Atatürk Bulvarı’ndan, özellikle kış aylarında her hafta bir oyun izlemeye giderim Reşat Nuri sahnesine ancak hiçbir zaman bu caddenin arkasında bir tarih hazinesi olacağı aklıma gelmezdi. İşte İstanbul böyle bir şehir; her zaman saklı bir köşesi, gizemli bir yanı ve kendisine sakladığı sırları vardır …
Günümüze kadar bir “bütün” olarak gelebilmiş şanslı bir semt Zeyrek. Fatih ilçesine bağlı bu semt; arnavut kaldırımlı dar sokakları, dik yokuşları, cumbalı ahşap evleri, kiliseleri, hamamları ve camileri ile tarihe ışık tutuyor. Sıralı Zeyrek evleri çok meşhur, Unesco tarafından da koruma altına alınmış, yaklaşık 2 senedir restorasyon çalışmaları devam ediyormuş. 1453 sonrası Zeyrek Camii olarak kullanılmaya başlayan Pantokrator İsa Kilisesi, İmarethane ve daha birçok tarihi yapıyı içine alıyor Zeyrek.. Sizlere gezi notlarımdan bahsetmek istiyorum tabiki fotoğraflarım ile beraber ….
İstanbul’a sadakat projesi kapsamında oluşturulan İstanbul S.O.S. grubumuz ile sabah 11:00’de Unkapanı SGK önünde buluşuyoruz. Bu grup UNESCO Dünya mirası listesinde yer alan ancak sosyal dokusu kaybolmaya başlamış yerleri gezerek bu mekanlar hakkında bilgi sahibi olmamızı sağlıyor. Yaklaşık 30 kişiyiz, hemen organize olup rehberimiz Hasan Bey önderliğinde Zeyrek Sarnıcının önünden gezimizi başlatıyoruz ….
Zeyrek Sarnıcı
Zeyrek Sarnıcı yukarıdaki resimde de göreceğiniz üzere duvarları yoldan görünen tek su sarnıcıdır. Normalde sarnıçlar yer ile birleşik olacak kadar yüksekliğe sahip mekanlardır. Pantokrator Kilisesine bağlı olarak İmparator II. Ioannes Komnemos tarafından yaptırılmıştır. (1118-1143). 50 metre uzunluğunda 18 metre enindedir. Yedi sütunluk iki sütun sırası vardır.
Gezimize SGK binasının yanındaki sokaktan başlıyoruz. Daha ilk adımı atar atmaz burada bir başkalık olduğunu anlıyorsunuz. Önce daracık sokaklar çekiyor dikkatinizi, sonra bu sokakları dolduran evler. Bu evler ki birbirine bitişik, hatta yaslanmış … Tarihe Zeyrek Sıralı Evleri olarak yazdırmışlar adlarını …
İmaret-i Atik Camii
Zeyrek Küçük Mektepli sokağında bulunan bu tarihi cami XI. yüzyıl sonlarında İmparator I.Alexios’un annesi Anna Dalassena tarafından inşa edilmiş. Pentepoptes Manastırı’nın kilisesi olan bu yapı, Fetihden sonra Fatih medreseleri yapılıncaya kadar manastır hücreliği imaret vazifesi görürken, kiliseden mecscide çevrilmiştir.
Kadınlar Pazarı
Zeyrek gezimizi Kadınlar pazarında sonlandırıyoruz. Burası küçük Siiirt olarak adlandırabileceğimiz haftanın her günü alışveriş yapabileceğiniz bir pazar. Ancak midesi hassas kişilere pek uygun olmayabilir, zira çok keskin bir hayvan kokusu hakim pazar yerinin tamamında. Yöresel yiyeceklerin satıldığı pazarın kısmen büyük bir bölümü et pazarına dönüşmüş durumda.
Gezimizi Kadınlar pazarı ile At pazarı arasındaki bir kahvede soğuk limonatalarımızı içerek sonlandırıyoruz.
Merhaba bloğunuza Zeyrek'i araştırırken denk geldim.Çok beğendim hem bilgilendirici hem de görseller çok güzel.Emeğinize sağlık.Sevgiler.
Teşekkürler 🙂