2012 yaz ayında yaptığımız kıyı Ege antik turunun son durağında görmeyi çok çok istediğim Pamukkale’ye gitmiştik. Her ne kadar Hiearapolis ile içiçe olsa da bu yazımda sadece Pamukkale’den bahsetmek istiyorum. Hierapolis diğer bloğumuzun konusu 🙂
![]() |
Pamukkale Travertenleri
|
İlkokul yıllarımda yakın arkadaşım yaz tatili için gitmişlerdi Pamukkale’ ye.. Öyle ballandıra ballandıra anlatmıştı ki, çok özenmiştim kendisine.. Yıllar sonra gitmek nasip oldu neyse ki 😉 Ancak duyduğumuza göre travertenler seneler önce bembeyazmış ve turistlerin içinde yüzebileceği kadar çok su varmış. Malesef gördük ki o eski beyazlıktan pek eser kalmamış, travertenleri çoğu sararmış ve su seviyesi çok az. Yürürken ayağımızın üstüne bile çıkmıyor …
Pamukkale terasları, tepede bulunan Hierapolis’deki kaplıca suları tarafından çökeltilmiş tortulu kayaçlarından oluşmuştur. Zaman içerisinde, çevresel etmenler ve kentleşme sonucu oluşan hava kirliliğinden travertenler de nasibini almış. Bu nedenle buraya yakın olan yollar kaldırılmış ve oteller yıkılmış. Ayrıca traverter bölgesine ayakkabı ile girilmesi de yasak.
Pamukkale’ye girişte Müze kart kullanabiliyorsunuz ayrıca giriş saat kısıtlaması da yok, 24 saat boyunca dilediğiniz zaman travertenlere girebilirsiniz. Biz ilk gün Pamukkale’ye varışımız akşam saatlerinde olmuştu, tepeye kadar ağır ağır yürüyüp yukarı vardığımızda eşsiz gün batımını izleme fırsatı bulduk, tekrar aşağı inerken ise ışıklandırılmış traverterlerden şehri izleme fırsatımız oldu.
![]() |
Traverterlerden Denizli manzarası |