İBB Miras ekibinin muhteşem çalışmaları sonrası gün yüzüne çıkan Galata’nın yeni gözdesi St. Pierre Han’ın restorasyon çalışmaları sürerken ziyarete açılan şantiyesini gezdik. İşte bu gezimizden notlar…
14. yüzyıldan itibaren Katolik Dominiken tarikatına ait olan bir yapı grubu ile karşı karşıyayız. Dar koridorlar, merdivenler, avlular ile birbirine bağlanmış bir yapılar topluluğu. Burası Endülüs Araplarının İstanbul’a gelişiyle kaderi biçimlenen bir yapı.

1660 yangınında ahşap St. Pierre kilisesi harap olunca bu neoklasik üslupta taş kilise, 1841-1843’te, Fossati tarafından tasarlanmış.

Han, 1771’de çıkan bir yangınla yok olmuştu. 1771-1775 yılları arasında yeniden inşa edilmesi için Fransa Krallığı destek vermiş.

Yapı, han tipolojisine sahip değil, Osmanlı hanlarına da Batılı ofislere de benzemiyor. Eşsizliğinin bir nedeni de işte bu.

St. Pierre Han’ın bize söylemek istediği şeyler var. Özellikle 18. yy’a güçlü bir ışık tutuyor.

19. yüzyılda Mongeri, Vallauri, Fotiadis, Faracci, Mongeri, Langas, Aznavur gibi önemli mimarlar burada çizim yaptı, mimarlık bürosu kavramı ilk olarak burada ortaya çıktı. Fransız Devlet Bankası, Fransa ve Yunanistan ticaret ofisleri yine bu katlardan birinde hizmet vermiş.

St. Antoine Kilisesi, Karaköy, Şişli gibi 19. yüzyılda gelişim gösteren semtlerin dokusunun önemli bir bölümü St. Pierre Han’da şekillenmiş olmalı.

Blue Jean kültürünü Türkiye’ye getiren ve ona ‘kot’ ismini veren girişimci Muhteşem Kot’un atölyesi de 1960’larda bu handa yer alıyormuş.

St. Pierre Han bir İstanbul’la ilgili bir roman, tarih ya da mimarlık kitabı gibi… Her kat, her merdiven, duvar ya da avlu sizi başka bir maceraya ve gerçeğe sürüklüyor…

St. Pierre Han, İBB Miras tarafından restore edilmiş ve hala çalışmalar devam ediyor. Ancak şantiyesi gezmek isteyen tüm ziyaretçilere açık. Bunun için İBB Miras web sitesi üzerinden rezervasyon formu doldurmanız yeterli. talebiniz uygun bulunduğunda size randevu tarih ve saatinizi bildiren bir email alacaksınız. Hepinize şimdiden iyi keşifler diliyorum.